ABDÜLHAMÎD HÂN II - 8
(Türkiye Târîhi)nde diyor ki, (İkinci meşrûtiyyetden sonra gelen yeni rejim, ikinci Abdülhamîdi mahkûm etmiş, hattâ bugüne kadar, bu hükümdârın lehinde, hattâ tarafsız yazmak ve konuşmak, tehlükeli sayılmışdır. Bunun bir sebebi, ikinci Abdülhamîdin, aslâ mürteci', gerici olmamak şartı ile, muhâfazakâr olması ve imperatörlüğü otuz yıl şahsen adâlet ile idâre etmesidir. İkinci Abdülhamîdi düşürenler birbirinden inkılâbcı oldukları için, tabî'atiyle, bu hükümdârın muhâfazakârlığını beğenmemek durumunda kalmışlardır. Ancak târîh, siyâset değildir. Günün modasına göre söyliyen, yazan kimse, târîhci değildir. Çünki, siyâsî rejimler ve fikr modaları dâimâ değişir. Yakın mâzîyi halka fenâ tanıtmak gibi hissî görüş, ilmî tedkîk yapılmasına mâni' olmakdadır. Ba'zı sathî görüşlü kimseler, günlük oluşları küçültür, gölgede bırakır diye, eski kahramânları küçültürler. Târihî realiteden korkmak ma'nâsızdır. Türkiyede, yine de, ikinci Abdülhamîd aleyhindeki yalanları nakl etmek modası yürürlükdedir.
13 Şubat 1295 [m. 1878] gününe kadar, ikinci Abdülhamîdin saltanatının ilk bir yıl, beş ay ve onüç günü, bu hükümdârın şahsî idâresi ile ilgisizdir. Şahsî idâresi, 13 Şubatda başlar. 7 Zilhicce 1293 ve 23 Kânûn-i evvel [Aralık ayı] 1876 günü birinci meşrûtiyyet i'lân edildi. İlk millet meclisi 19 Mart 1877 de açıldı. Anayasayı hâzırlıyanlardan Midhat pâşa, bir hukukcu değildi.
- devamı var -