29 Mart 2014 Cumartesi

Amigurumi Kıvırcık Saçlı Bebek ve Miniği...:)



Herkese merhaba... :)

Bir süredir elimde dolaşan, işlerden dolayı bir türlü bitiremediğim bebeğimi nihayet tamamladım.

18 Mart 2014 Salı

"Çanakkale Geçilmez!"

Merhabalar...

Malumunuz, bugün 18 Mart, Çanakkale Şehitleri'ni anma günü.
Günün anlam ve önemine binaen, Türkiye Gazetesi yazarlarından Ahmet Demirbaş'ın "Çanakkale Geçilmez!" adlı makalesini paylaşmak istedim. Okuyup istifade edebilmek dileğiyle...

Bugün 18 Mart... Çanakkale Deniz Zaferinin 99. Yıldönümü... Hiç şüphe yok ki Çanakkale Savaşları, bir Türk destanıdır... Düşmanın Çanakkale önlerine yığdığı deniz kuvvetleri 18 zırhlı, 12 kruvazör, 17 muhrip, 12 denizaltı, 1 uçak gemisi 36 mayın gemisinden meydana geliyordu. Ayrıca 86 nakliye 222 de çıkarma gemisi vardı...

İngiliz Fransız filosunun 6 zırhlısı Türk topçularının isabetli atışları sonunda batırıldı. 9 saat süren bombardıman esnasında düşman 506 top kullandı. Nihayet Boğaz'dan geçemeyeceklerini anlayan İngiliz ve Fransızlar Gelibolu’ya asker çıkararak İstanbul’a karadan yürümeye karar verdiler. Ancak, burada da karşılarına vatan için can veren 250.000 Mehmetçik dikildi. 

Onlar da "etten duvar" oldular ve geçit vermediler... Nihayetinde "Çanakkale geçilmez" diyerek çekip gittiler...

***
Bu savaşta Türk askeri, düşmanlarını bile kendine hayran bırakmıştır. Bir kolu ile bir ayağını kaybeden Fransız Generalinin ülkesine döndükten sonra anlattığı bir hatırası şöyledir:

“Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirler. Hiç unutmam Savaş alanında, vuruşma bitmiş yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az evvel Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zayiat vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutamayacağım. 

Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeri kendi gömleğini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını 
temizliyordu. Tercüman vasıtası ile şöyle bir konuşma yaptık:
-Niçin öldürmek istediğin düşmana yardım ediyorsun?
-Bu asker yaralanınca cebinden yaşlı bir kadının resmi çıkardı, bir şeyler söyledi. Anlamadım ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok. İstedim ki, o kurtulup anasının yanına dönsün!..

Bu asil davranış karşısında hüngür hüngür ağladım. Bu sırada emir subayım Türk askerinin yakasını açtı. O anda gördüğüm manzaranın yanaklarımdan süzülen yaşları dondurduğunu hissettim! Çünkü onun göğsünde, bizim askerinkinden daha ağır bir süngü yarası vardı... Az sonra ikisi de vefat etti..."

Evet, biz; Osmanlı terbiyesi ile yetişmiş, İslam ahlakını hücrelerine kadar yaşayarak örnek olmuş ve düşmanlarının bile övgüsünü almış bir ecdadın torunlarıyız.
Şimdi değil düşmana birbirimize bile hoşgörü gösteremiyoruz. Bize ne oldu?!.


Ayrıca bkz:
Bir Mücahidin Son Mektubu
Bombacı Mehmet Çavuş
Cephede Bayram Namazı
Cephede Bir Garip Derviş
Cevat Paşa'nın "Nusret"i
"Öl de Köye Dönme!"
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...