27 Kasım 2015 Cuma

Her Kaptan, Icindeki Dısına Sızar!

Güzel ahlaklı olmalı, herkese iyilik etmeli. (Ama bu, iyiliğe lâyık değil) diyerek iyilikten vazgeçmemeli. Karşımızdaki ne olursa olsun, biz kendimize bakmalıyız. Hiçbir zaman kan kanla, idrar idrarla temizlenmez, ikisi de su ile temizlenir. Biz su olalım da, o ne olursa olsun!

İnsanlar hangi ahlak ve fazilet üzere ise, ona göre konuşur ve davranır. Peygamber efendimiz, (Her kaptan içindeki sızar) buyuruyor. Su kabından su, şarap kabından şarap dökülür. Yani her kapta ne varsa, dışarıya o sızar. İnsanda da, kalb denilen bir kap vardır. Buna ne doldurursak, ağzımızdan o çıkar ve yaptıklarımız da ona uygun olur. Mesela kalbde cömertlik varsa, elinde ne varsa verir. Bu kalbde ne güzellikler varsa, etrafımızdakilere ona uygun davranırız. Ama eğer içimiz fısk fücur, intikam, hırs, can yakıcı duyguyla doluysa, daima etrafına sıkıntı veren insanlar oluruz.

Bazı büyük zatlar bazen öyle kimselerle ortaklık kurarlardı ki talebelerin aklı ermezdi. Hatta bazıları (Bu adamla işbirliği yapılır mı?) diye şüpheye düşerlerdi. Ama birlikte iş yaptıkları o bozuk ahlaklı kimseler, hayatları boyunca hep o zatlara dua etmişlerdir. Çünkü onlar da insandır, bir güzellik gördükleri zaman, onlar da hayran olurlar ve ahlakları değişir.

Bir gün biri İsa aleyhisselama çok hakaret eder, kötü şeyler söyler. En sonunda İsa aleyhisselam, (Bana söyleyeceklerin bitti mi?) buyurur. (Bitti) cevabını alınca, (Ben peygamberim. Eğer hastan varsa, dua edip iyileşmesine sebep olayım. Paran yoksa, para temin edeyim. Bir üzüntün varsa çare olayım. Benden ne istiyorsun?) buyurur. Adam çok şaşırır ve oradan ayrılır. İsa aleyhisselam, çirkin hakaretlere karşı çok güzel şeyler söylemiştir. Havariler İsa aleyhisselama, (Bu kişi size hakaret etti. Siz ise tam aksini söylediniz, üstelik yardımcı olmak istediniz. Bunun hikmeti nedir?) dediler. (Herkes, yanında ne varsa ondan verir. Herkes kendi sermayesini kullanır. Onun sermayesi o, benim sermayem bu. Onun sermayesi bende yok, benimki onda yok. Ben o olamam) buyurur.

15 Kasım 2015 Pazar

El Örgüsü Kırlentler

kırlent modelleri
Merhabalar sevgili dostlar...
Ne zamandır örmek istiyordum bu kırlentlerden. Annelerimizin zamanında moda olup, sonra tedavülden kalkan ve sonra tekrar ilgi gören el örgüsü kırlentler... :)

10 Kasım 2015 Salı

2 Kasım 2015 Pazartesi

Geçnlikte Yapılan İbadetler


Sevgili Peygamberimiz "aleyhissalatü vesselam" buyuruyorlar ki;
Yanında birini gıybet edeni susturan kimseye Allahü teâlâ dünyada ve ahirette yardım eder. Gücü yeterken susturmazsa, Allahü teâlâ onu dünyada ve ahirette cezalandırır.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; Gençlik çağı nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele pekçok sevap verilir. İhtiyarlıkta dünya şevkleri azalıp, güç kuvvet gidip, arzulara kavuşmak imkanı ve ümitlleri kalmadığı zamanda pişmanlıktan ah etmekten başka bir şey olmaz. Çok kimselere bu pişmanlık zamanı da nasip olmaz. Bu pişmanlık da tövbe demektir ve yine büyük nimettir. Gençlik çağı kazanç zamanıdır. Mert olan, bu vaktin kıymetini bilip elden kaçırmaz. İhtiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da rahat, elverişli vakit ele geçmez. Vakit de bulunsa kuvvetsizlik, halsizlik zamanında faydalı iş yapılamaz.

Bugün güç, kuvvet yerindeyken hangi özürle, hangi sebeple bugünün işi yarına bırakılabilir. Peygamber Efendimiz "Yarın yaparım diyen helak oldu" buyurdu. Gençlik zamanında insanı 3 din düşmanı olan nefs, şeytan ve kötü insanlar aldatmaya çalışmaktadır. Bunlar karşısında az bir ibadet pek kıymetli olur. İhtiyar lıkta yapılan bundan kat kat fazla ibadetlerin bu kadar değeri olmaz. Gençlikte nefsin arzuları insanı kapladığı gibi, ilm öğrenilecek, ibadet yapılacak en kârlı zaman da gençliktir. Gençlikte şehvetin, asabiyyetin kapladığı anlarda dinin bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibadetten çok kıymetli olur. Hele başka maniler de araya katılırsa bunları dinlemeyip, yapılan ibadetlerin sevabı o kadar çokdur ki ancak Allahü teâlâ bilir. Çünkü maniler karşısında ibadet yapma güçlüğü, sıkıntısı o ibadetlerin şanını, şerefini göklere çıkarır. Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler aşağıda kalır. Bunun için insanlar yüksekleri, meleklerin yükseklerinden daha üstün olmuştur. Çünki insan maniler arasında ibadet eder. Melekler ise mani olmadan emre itaat eder....

Yazının tamamının ses dosyasını dinlemek için lütfen tıklayınız efendim...

26 Ekim 2015 Pazartesi

Kumaş İpten Örgü Paspas

penye ipten paspas

Merhabalar dostlar...
Eşimle beraber pasajda gezerken, girdiğimiz bir yüncü dükkanında gözüme ilişti bu kumaş ipler.
Aaa, dedim. Ne güzelmiş bunlar böyle :) 
Çoğu kişi bunlardan çanta örüyormuş. Benimse aklımda ne zamandır evime cici bir paspas örmek vardı. Hazır aradığım ipi bulmuşken aldım hemen. Ben 2 fuşya, 1 tozpembe yumak alınca güldü satıcı: bu kadarcık mı alıyorsunuz? diye... (Artık ne öreceğimi düşündüyse...:) ) 3 yumak bir paspasa yetti de arttı bile. 

17 Ekim 2015 Cumartesi

Bir Miniğe Hediyeler :)

Bebek Hediyeleri

Merhabalar...
Kısmetse Aralık ayında geniş ailemize yeni bir fert katılıyor; 4. kez teyze oluyorum inşallah. :)
Çok güzel bir duygu, bambaşka bir heyecan. Hemen pürtelaş bir şeyler hazırlamalıyım dedim sevgili miniğimize. Ve kendimce bir şeyler yaptım, diktim, ördüm... :)
Şimdi ailecek heyecanla bekliyoruz Eymen Talha'mızı... :)

4 Ekim 2015 Pazar

Mü'minin Vasıfları




Sevgili Peygamberimiz "aleyhissalatü vesselam" buyuruyorlar ki: 
Bir kimse bir günah yapmak istese ve sonra Allah'tan korkup onu terk eylese, Hak teâlâ hazretleri ona iki Cennet nasip eder.

İyi bir insan olmak için, güzel ahlâka sahip olmak, kötü ahlaktan uzak durmak gerekir. Ancak bununla dünya ve ahiret seadeti elde edilir. Güzel ahlak, ilm ve edeb öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilir. Kötü ahlâk da bunun tersidir. Yani cahil kalmak, edepsiz olmak, kötü insanlarla arkadaşlık etmekten hâsıl olur. Cenab-ı Hak Peygamber Efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) överken "Gerçekte sen büyük bir ahlak üzeresin" buyuruyor. İyi insan, iyi ahlaklı insan demektir. Dinimiz iyi huylar edinmemizi, kötü huylardan kaçınmamızı emretmektedir. Güzel ahlaka sahip kimselere gıpta etmek, onlar gibi olmaya gayret etmek gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki; Nimete kavuşmuş olanlardan tevazu gösterene ve kendini hep kusurlu bilene, helalden kazanıp hayırlı yere sarfedene, fıkh bilgileri ile hikmeti birleştirene, helale harama dikkat edene, fakirlere acıyana, işlerini Allahü teâlâ rızası için yapana, huyu güzel olana, kimseye kötülük yapmayana, ilmiyle amel edene ve malının fazlasını dağıtıp lafının fazlasını saklayana müjdeler olsun. Bir müslümana çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan kimse, mü'min sıfatlı değildir. Herkese karşı güler yüzlü olmalıdır...

Kaynak: Huzur Pınarı