13 Mayıs 2014 Salı
Hüdayi Yolu
Evliyaların, Allah dostlarının hepsini çok severiz. Ancak bazılarına hususi muhabbetimiz vardır.
İşte benim de, hususi sevdiğim zâtlardan biridir Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri...
O büyükleri anlatmak kelimelerle olacak iş değil şüphesiz; biz ancak onların güzel isimleriyle yazılarımızı süslüyoruz.
Bu büyük zât hakkında kısacık da olsa bilgi vermek istedim. İstifade edebilmek dileğiyle...
1541 yılında doğan büyük velî Aziz Mahmud Hüdâyî hazretleri Bursa kadısı iken akıl ile çözülemez bir dava, onun Eskici Mehmed Dede ve ardından da Üftâde hazretleriyle tanışmasına sebep oldu. Nefsini kırmak için kadılık kaftanıyla sokaklarda ciğer satmaya başladı... Hocası Muhammed Üftâde hazretlerinden: “Oğlum! Padişahlar peşin sıra yürüsün!” duasını aldı... Dergâhı Üsküdar’dadır. Osmanlı Padişahlarından III. Murad Hân, III. Mehmed Hân, I. Ahmed Hân, II. Osman Hân ve IV. Murad Hânlar da sohbetine gelenler arasındaydı.
Sultan Ahmed Han, büyük bir câmi yaptırmak istiyordu. Kararını verdi ve yerini tesbit ettirdi.
Temel atma merâsimi için hocası Azîz Mahmûd Hüdâyî ve diğer âlimleri dâvet etti. Kurbanlar kesildi. Temel atmak için ilk kazmayı, 4 Ocak 1609’da Aziz Mahmud Hüdâyî hazretleri vurdu ve Padişah da temel kazdı. O altın kazma şu anda Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir.
Pâdişâh, yoruluncaya kadar temel kazdı. Böyle bir başlangıçtan yıllar sonra, câmi yapıldı ve 9 Haziran 1617 Cuma günü açılışını yapmak ve Cumâ hutbesini okumak üzere Azîz Mahmûd Hüdâyî dâvet edildi. Ancak o gün beklenmedik bir şey oldu. Önce bardaktan boşanırcasına yağmur başladı. Sonra fırtına ile berâber denizde dalgalar büyüdü, yükseldi ve şiddetlendi. Bu şartlar altında Üsküdar'dan Sarayburnu'na geçmek imkânsızlaşmıştı. Ne var ki Şeyh hazretleri Hünkâra söz vermişti. Bu sebeple Üsküdar iskelesine geldi ve bir kayık kiralayarak içine atladı. O binince sâdık talebeleri durur mu? Hemen onlar da bindiler. Böylece Şeyh hazretleri yanında birkaç talebesiyle birlikte Sarayburnu'na doğru açıldı. Allahü teâlânın izniyle Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin himmeti bereketiyle, kayığın ön, arka ve yanlarından bir kayık mesâfesinde deniz süt liman oluyor, dalgalar kayığa hiç tesir etmiyor, sandal sanki süt liman bir denizde gider gibi sükûnetle yol alıyordu. Bir koridor veya tünel gibi kendilerine açılan geçitten, o emin yoldan karşıya geçtiler. Merak içinde kendilerini bekleyen Sultan Ahmed Hân ve diğer bekliyenler ile buluştular. Bu şekilde herkes korkudan denize çıkamazken, Azîz Mahmûd Hüdâyî kayığıyla selâmetle karşıya geçti. Üsküdar ile Sarayburnu arasındaki bu yola "Hüdâyî yolu" dendi ki, fırtınadan uzak, selâmetle gidilen bir deniz yolu olduğu kabûl edilir.
İşte o günden sonra, Üsküdar’la Sarayburnu arasındaki bu yola “Hüdâyî Yolu” dendi. Bazı kayıkçılar bu deniz geçidini bulup uzun yıllar kullandılar.
Daha fazla bilgi için: Evliyalar Ansiklopedisi / Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz de konuya dahil olmak ister misiniz?
Yorum yazan herkese çok teşekkürler...