26 Aralık 2013 Perşembe

Fitne...

Güzel bir yazı, istifade edebilmek dileğiyle...
Huzur Pınarı'ndan...


Sual: Ülkemizde yabancı uyruklu kimselerin öldürülmesinin sebebi ne olabilir?

CEVAP
Ülkemizde bu tür olayları, devletimizin güçlendiği, milletimizin birlik beraberlik içerisinde olduğu zamanlara denk getirmeye çalışıyorlar. Vatan ve millet düşmanlarının oyununa gelen kimseler, böyle işlere alet olabilir. Yoksa aklı başındaki bir Müslüman, böyle bir işe kalkışamaz! Peygamber efendimizin Müslüman olmayanlara özellikle Hıristiyanlara verdiği emanı çok kimse bilir. Resulullahın bu husustaki bir mektubu özetle şöyledir:
(Bu yazı, Abdullah oğlu Muhammed’in bütün gayrimüslimlere verdiği sözü belirtmek için yazılmıştır. Kim ki, bu ahdin aksine hareket ederse, ister sultan, ister başkası olsun Allahü teâlâya karşı isyan ve din-i İslam ile alay etmiş sayılır ve Allahü teâlânın lanetine layık olur. Kendi dinine göre ibadetle meşgul olan gayrimüslim din adamları veya bir turist, benim korumam altındadır. Onlara zor kullanmayın. Onların dini reislerini makamlarından indirmeyin! Onları ibadet ettikleri yerden çıkartmayın! Seyahat edenlerine mani olmayın! Bunların manastırlarını, kiliselerini yıkmayın! Buna riayet etmeyen, Allahü teâlânın ve Resulünün emrini dinlememiş olur. Kendileriyle bir müzakere yapılınca, merhamet, iyilik ve şefkatle hareket edilmelidir. Onları, daima merhamet ve şefkat kanatları altında koruyun! Onların kiliselerinde, kendi dinlerine göre ibadet etmelerine mani olmayın! Her kim ki, Allahü teâlânın bu emrine itaat etmez ve bunun zıddına hareket ederse, Allahü teâlânın ve Resulünün emirlerine isyan etmiş sayılır. Bu sözleşme kıyamete kadar değişmeden devam edecek. Hiç bir kimse, bunun aksine bir harekette bulunmasın!) [Bunun aslı, Mecmua-i Münşea-tus-salâtin kitabındadır.]

Bunları bilen bir Müslümanın, gidip de, kendi aklı ve düşüncesi ile bir Hıristiyan’ı öldürmesi nasıl mümkün olur? Ayrıca, ortada yanlış bir durum olsa bile, bunun nasıl düzeltileceği, herkesin her şeye müdahale edemeyeceği, din kitaplarımızda da açıkça yazılıdır.

Elle, güç kullanarak kötülüklere mani olmak; devletin [polisin, askerin] görevidir. Sözle, yazıyla bildirmek, âlimlerin vazifesidir. Kalble dua etmek ise, her müminin vazifesidir. (Birgivi, Hadika)

Görüldüğü gibi, ortada kanunlara aykırı bir durum varsa, yani suç işleniyorsa bile, herkesin kendi düşüncesi ile, buna müdahale etmesi uygun olmaz. Buna çapulculuk, eşkıyalık ve anarşi denir. Böyle işlere bulaşan fitneye sebep olmuş olur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lanet etsin!) [İ. Rafii]

(Kıyamet kopmadan önce, her yeri fitneler kaplayacak. Fitne, ortalığı karanlık gece gibi yapacak. O zaman oturmak, ayakta kalmaktan hayırlıdır. Yürüyen, koşandan iyidir. O zaman oklarınızı kırın! Yaylarınızı kesin. Kılıçlarınızı taşa çalın! O zaman, evinize biri gelince, Âdem nebinin iki oğlundan iyisi gibi olsun. [Yani öldüren değil, öldürülen olsun]. [Ebu Davud, Tirmizi]

Dua yerine silaha sarılmak, anarşi ve fitne olur. (Fitne çıkaranlara lanet olsun) buyurulmuştur. Fitne; anarşi, bozgunculuk, bölücülük demektir. İslam âlimleri buyuruyor ki:
Fitne, Müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak, insanları isyana kışkırtmak demektir. (Hadika, T. Muhammediye)

Fitne çıkarmak haramdır. Kur'an-ı kerimde, fitne çıkaranların Cehenneme atılacağı ve hadis-i şerifte de, fitne çıkarana Allahü teâlânın lanet edeceği bildirilmektedir. (Berika)

22 Aralık 2013 Pazar

Ablamın Söz Kurabiyeleri




Herkese merhaba! :)

Bu hafta Elma Şekeri'nde, sevgili ablam Arzu için söz kurabiyeleri hazırladık.
Her zamanki gibi, yine itinayla çalıştık ve çok yorulduk.

16 Aralık 2013 Pazartesi

Amigurumi Gelin-Damat Çiftimiz :)



Merhaba!
Şirin bir örgü ile tekrar buradayım. :)
Hepinizin çok sevdiği amigurumi gelin-damat bebeklerimiz, yine bir sipariş üzerine örüldü.

2 Aralık 2013 Pazartesi

Kurdele Nakışı Havlu


Merhabalaarr...! :)
Sınavların bitmesinin ardından, tüm hızıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bu defa Elma Şekeri'nde birazcık değişiklik yapıp 'kurdele nakışı'na yer vermek istedim.

26 Kasım 2013 Salı

Kışlık Kırmızı Bere

Herkese yeniden ve yeniden merhabalar! :)
Malum kış geldi artık. Ben de oyuncak örmekten birazcık sıkılmıştım zaten. :)
Hâl böyle olunca, basit bir bere öreyim dedim.
Başta minik yeğenim için örmeye niyetlenmiştim fakat, ne yazık ki biraz küçük oldu:)
Beremiz, 1,5 - 2 yaş arası minikler için uygun ebatta.
Aslında, fotoğraftakinden çok daha güzel bir kırmızı rengine sahip. 
Fakat ne yazık ki çekim esnasında ışığı iyi ayarlayamadım, bir türlü orijinal rengi yakalayamadım. :(
Yine de fena sayılmaz diyelim...:)
Umarım sizler de beğenirsiniz...

Çiçeğimize yakından bakalım, buyurun...:)

Sipariş üzerine farklı renk ve boylarda örülebilir.
İletişim için:
elma.sekeri.blog@hotmail.com



23 Kasım 2013 Cumartesi

Köşkte Bir Delik Var!



Merhabalar sevgili takipçilerim...
Sizlerle, çok hoşuma giden bu iki menkıbeyi paylaşmak istedim.
Kıssadan hissemizi alabilmek dileğiyle...:)
İyi okumalar...


Köşkte bir delik var

Şeyh Sa'di-i Şirazi hazretleri "rahmetullahi aleyh" Gülistan'da anlatır:

Bir padişah yüzbinlerce altın harcayıp muazzam bir köşk yaptırdı ve içini de ipek halılar, atlas perdeler ve altın avizelerle dayayıp döşedi. Sonra bütün maiyetini huzuruna çağırdı. Onlara dedi ki: "Benim köşkümün güzelliğinde noksanlık var mı?" Hiç kimse yeryüzünde bundan daha güzel köşkün olduğunu ne görmüş ne de işitmişti. Fakat dervişin biri yerinden kalktı ve: "Sultanım! Köşkte bir delik var. O da büyük noksanlık" Padişah dedi ki: "Ben böyle bir deliği görmedim Sen cahilliğinle fitne çıkarmaya çalışıyorsun"

Zahid dedi ki: "Ey saltanatla mağrur olmuş padişah. Azrail aleyhisselamın içeri gireceği delik kapanmamış ki, önemli olan o deliği kapatabilmektir, yoksa ne köşkün kalır, ne tacın, ne de tahtın"


***

Kabir kapısından nasıl girecek

Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri "kuddise sirruh", insanoğlunun ihtirâsını şu misalle ifâde buyurur:

Bir gün bir ağacın altında oturmuş dinleniyordum. Bir karınca dikkatimi çekti. Kendinden hayli büyük bir ekmek kırıntısını yüklenmiş, sürükleye sürükleye götürüyordu. Bazen bir su birikintisiyle karşılaşıyor ve etrafından dolaşıyor, bazen de otlara takılan ekmeğin ucunu kurtarmak için didinip duruyordu. Ama ne ekmek parçasını bırakıyor, ne de rahatça taşıyabilmek için ekmeği ufaltıp küçültmeye râzı oluyordu. Bu şekilde o sıcak günde, bu ekmek parçasını uzun bir mesafe taşıdı. Nihâyet yuvasına geldi. Lâkin yuvasına giden koridor küçük, taşıdığı lokma ise büyüktü. Binbir zahmetle yuvanın ağzına kadar getirdiği ekmek parçasını bir türlü içeriye sokamıyordu. Ekmeğin etrafında dolaşıyor, parçayı döndürüyor, öbür tarafından çekiyor, ama bir türlü lokmacık yuvaya girmiyordu. Bu manzara, beni, insanın hâlini düşünmeye sevk etti. İnsan bir ömür boyunca istif edip biriktirdiği dünyalıkları, köşkleri, ufacık kabir kapısından nasıl sokabilecek, bu aklıma geldi.


Daha fazlası için, bu linke göz atabilirsiniz! ;) Huzur Pınarı


30 Ekim 2013 Çarşamba

Bebek Kurabiyeleri

Hepinize yeniden merhabalar...! :)

Yine yoğun geçen bir çalışmanın ardından buradayım.
Elma Şekeri'nde bu kez, şirin mi şirin bebek kurabiyeleri hazırladık.

26 Ekim 2013 Cumartesi

Pembeli Süslü Tavşancık-Amigurumi

Yeniden merhaba sevgili takipçilerimm...:)

Bu aralar bu sevimli tavşiciklere takmış durumdayım. Çok hoşuma gitti, adeta seri üretime geçtim, bu üçüncü tavşanım :)

24 Ekim 2013 Perşembe

Amigurumi Tavşancık

Herkese yeniden merhabalar! :)
Uzuuun bir aradan sonra, yine cici bir örgüyle huzurlarınızdayım! :)

Hiç vakit kaybetmeden, sevimli, mini mini masum tavşancığımı takdim edeyim sizlere...
Benzerini daha evvel örmüş ve burada sizlerle paylaşmıştım, takip edenler hatırlayacaklardır...


28 Eylül 2013 Cumartesi

İnsanların En İyisi...

"İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır." hadis-i şerifini düstur edinmiş olan İhlas Vakfı'ndan mesaj var ! :)  Sizlerle paylaşmak istedim. Zira, (Hayra delalet eden [yol gösteren, sebep olan] o hayrı yapan gibi sevaba kavuşur.) [Beyheki] buyuruluyor hadis-i şerifte. O hâlde, iyi okumalar hepinize!... ;)


Üniversitelerdeki temiz ahlaklı, fakir öğrencilerin elinden tutan, onları vatana ve millete faydalı olacak şekilde yetiştiren İhlas Vakfı, 38 yıldan beri bu hayırlı hizmete devam etmektedir.

Hâlen Türkiye genelinde 32 yurtta 3500 öğrenciyi, Afganistan'da ve Türk Cumhuriyetlerinde 12 yurtta 500 öğrenciyi sıcak yuvalarında barındırmaktadır. Kurban Bayramında, kurban bağışları yapılarak yurtların bir yıllık et ihtiyacı karşılanmakta, öğrencilere kurban eti yedirilmektedir. Yardım edenler, kurban ve sadaka sevabı kazanırken, bu gençleri de sevindirmiş oluyorlar.

Vakfımız ayrıca Somali başta olmak üzere, Afganistan, Hindistan, Habeşistan, (Etiyopya) Sudan gibi ülkelerde kurban kesimi yaparak, oradaki fakir ve muhtaç Müslümanlara yardımcı olmaktadır.

Bilindiği gibi, çeşitli sebeplerle kurban kesilir:

1. Vacip olan kurban: Kurban nisabına mâlik olanın kesmesi gerekenkurban,
2. Adak olan kurban: (Şu işim olursa bir kurban keseceğim) diye adanıp, işi olunca kesilecek kurban,
3. Şükür Kurbanı: Maddî ve mânevî nimetlere kavuşanın keseceği kurban,
4. Akika kurbanı: İnsanları, çocukları hastalıklardan kaza ve belalardan korumasına vesile olan kurban. Kendisine, eşine ve yakınlarına da kesilebilir.
5. Ölü için kurban; ölmüş ana, baba, dede ve diğer yakınları için kesilir. Sevapları onlara bağışlanır.
6. Resulullah efendimiz için kurban: Peygamber efendinizin şefaatine kavuşmak için kesilecek kurban. Kesilen Kurbanın sevabı Peygamber efendimize bağışlanır.

2013 Yılı Kurban Bedelleri:

Küçük Boy : 500 TL
Orta Boy : 550 TL
Büyük Boy : 600 TL

Aşağıdaki banka hesap numaralarından birine kurban bedeli yatırıldıktan veya http://www.ihlasvakfi.org.tr/bagis.asp?btype=9 adresinden kredi kartıyla ödeme yapıldıktan sonra, vekalet vermek ve kesim işini takip edebilmemiz için, telefonla veya e-mail yoluyla bize bilgi verebilirsiniz. Ayrıca, dost ve tanıdıklarınızı da bizlere yönlendirirseniz sevab da ortak olursunuz. Çünkü hayra vesile olan, hayrı yapmış gibidir.

Not: Garanti ve Yapı Kredi'de taksit yapılabiliyor.

Müracaat:
İsmail Tiryaki
İhlas Vakfı Halkla İlişkiler Sorumlusu
ismail.tiryaki@ihlasvakfi.org.tr

Tel: 0505 253 51 68 - 0535 621 75 19

Banka Hesap Numaraları:


Hesap Adı : İhlas Vakfı
Şube Kodu : 531
TL : 6299624
IBAN : TR08 0006 2000 5310 0006 2996 24
USD : 9099085
IBAN : TR65 0006 2000 5310 0009 0990 85
EURO : 9099086
IBAN : TR38 0006 2000 5310 0009 0990 86
Swift Kodu : TGBATRİS


Hesap Adı : İhlas Vakfı
Şube Kodu : 1117
TL : 0567600
IBAN : TR64 0006 4000 0011 1170 5676 00
USD : 0407105
IBAN : TR13 0006 4000 0021 1170 4071 05
EURO : 0407110
IBAN : TR72 0006 4000 0021 1170 4071 10
Swift Kodu : ISBKTRISXXX


Hesap Adı : İhlas Vakfı
Şube Kodu : 576
TL : 87094538
IBAN : TR71 0006 7010 0000 0087 0945 38
USD : 87094541
IBAN : TR87 0006 7010 0000 0087 0945 41
EURO : 87094545
IBAN : TR76 0006 7010 0000 0087 0945 45

22 Eylül 2013 Pazar

Amigurumi Tavşan-Rabbit

Hepinize tekrardan merhaba...:)

Okullar açılmadan son örgülerimi de öreyim dedim. :)

Bu sevimli tavşanımızın boyu, oturur vaziyette iken 20 cm.

30 Ağustos 2013 Cuma

Cuma Günü Tebriği

Tüm takipçilerime Hayırlı Cumalar diliyorum. Hadis-i şerifte; "Cuma, mü'minin bayramıdır." buyurulmuş. O hâlde, hepimizin bayramı mübarek olsun:)
Bu vesileyle, Huzur Pınarı'ndan naklen, aşağıdaki güzel makaleyi paylaşmak istiyorum...


Mektûbat ve İmâm-ı Rabbânî


Âriflerin ışığı, velîlerin önderi, İslâmiyetin bekçisi ve Müslümanların sığınağı, İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i Sânî Ahmed Farukî Serhendî hazretleri, hicri 971'de (m.1563) Hindistan'da Serhend şehrinde doğup, 1034'de (m.1624) yine orada vefât etti.
Derin âlim, büyük velî ve müctehid idi. Silsile-i aliyyenin yirmiüçüncü halkasıdır. Nakşibendiyye, Kadiriyye, Çeştiyye, Kübreviyye, Sühreverdiyye tarikatlarında mürşid-i kâmil idi.
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:
"Ümmetimden, Sıla isminde biri gelecektir. Onun şefaati ile Cennete çok kimseler girecektir."[Suyutî]
Bu hadîs-i şerîfteki Sıla isminin, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine lâyık olduğunu, yüzlerce âlim sözbirliği ile bildirmişlerdir. Sıla ismini, ondan evvel kimse almamıştır. 17 yaşında, zahirî ve bâtınî ilimlerin üstadı oldu. Yüksek dereceleri, eşsiz makamları, kerametleri ve her bakımdan üstünlükleri anlatılacak gibi değildir.
Allahü teâlânın sevgilisi, ikinci bin yılın müceddîdi ve nurlandırıcısı, Cenâb-ı Hakka yaklaşanların kalblerinin kıblesi, âlimlerin göz bebeği ve velîlerin baş tâcı idi.
Kelâm, fıkıh ve tasavvufun marifetlerini açıklayan ve aslı fârisî olan Mektûbât kitabı uçsuz bir deryâdır. Üç cilt olup, 536 mektûbunun toplanmasından meydana gelmiştir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu eserinde, insanoğlunun ruhî hastalıklarının tedavi yollarını göstermiş, İslâm dinine nasıl inanılacağı, ibâdetlerin ehemmiyeti, evliyâlık, Resûlullahın güzel ahlâkı, İslâmiyet, tarîkat ve hakikatin ayrı ayrı şeyler olmadıkları gayet açık bir şekilde izah edilmiştir. Türkçe basılan Mektûbât kitabı, birinci cildinin tercümesidir. Bu kitap 512 sayfa olup, 313 mektup vardır.

Seyyid Abdülhakîm-i Arvasî hazretleri buyurdu ki:
"Allahın kitabından ve Resûlullahın hadîslerinden sonra, İslâm kitaplarının en üstünü, en faydalısı, Mektûbât kitabıdır."

29 Ağustos 2013 Perşembe

Yeni Amigurumi Sarışın Bebek

Herkese merhaba...

Bir süredir bitirmek için uğraştığım sarışın bebeğim nihayet bitti. Büyük bir zevkle fotoğrafladım.
Vee artık paylaşılmaya hazıırr...:)


26 Ağustos 2013 Pazartesi

Bir Anahtarlık Daha...:)

Yeniden merhabalar...
Anahtarlık serime bir yenisini daha ekledim, hemencecik bloğumda takipçilerimle paylaşayım dedim...:)
Umarım sizler de beğenirsiniz...



Vee siparişlerimiz, ertesi gün sahibine gitmek üzere yola çıkmaya hazırlar! :)

İyi günlerde kullanılmasını diliyoruz...:)

25 Ağustos 2013 Pazar

Amigurumi Çufçuf Tren

Kısacık bir aradan sonra, hepinize tekrardan merhaba sevgili takipçilerim...:)

Tek başıma siparişleri yetiştireyim derken çoğu zaman bloğu ihmal ediyorum, evet.
Bari bu zaman aralığında, yeni oyuncaklar ekleyene kadar, yaptığım eski oyuncaklarımı paylaşayım dedim; bloğumuz başıboş kalmasın :))

İşte bu, benim ilk kez doğru dürüst ördüğüm amigurumi oyuncağım... Amigurumiye başlamama vesile olan çuf çuf budur :)



O zamanlar, böyle bir oyuncak görünce satın almak istemiştim. Ama o hanım bana trenini satmayınca, ben de kendim örerim dedim :)

Teknik açıdan bir kaç hatası olsa da, şöyle bir bakıyorum da, güzel olmuş yine de...:)



Tabii o zamanlar böyle bir blog açma fikrim olmadığı için, fotoğrafları son derece gelişigüzel çekmişim, arka planı düzeltene kadar epey uğraştım:)

Yine de nostalji yapmak güzel oluyor arada...
Bakarsınız, gözüm keserse bu koskoca dev trenden tekrardan örerim, yenisini yayınlarım burada, belli mi olur...:)

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere...
Şimdilik veda ediyor, oyuncaklarımın başına dönüyorum...:)

20 Ağustos 2013 Salı

Kibirli Olmak...

Kitap okumadan, bir şeyler öğrenmeden geçen gün, boşa geçmiş demektir. Bir iki satır da olsa okumalı, öğrenmeli, öğretmeliyiz... :)

Yine Huzur Pınarı'ndan naklediyoruz efendim. İyi okumalar...


KİBR - 6

Kibrin başlıca yedi sebebi vardır: İlm, ya'nî din bilgileri, ibâdet, neseb, cemâl, kuvvet, mâl, mevkı'. Bu sıfatlar câhillerde bulununca kibre sebeb olurlar.
İlm kibre sebeb olduğu gibi, kibrin ilâcı da ilmdir. Kibre sebeb olan ilmin ilâcı çok zordur. Çünki ilm, çok kıymetli bir şeydir. Bunun için, ilm sâhibi kendini üstün ve şerefli sanır. Böyle kimsenin ilmine cehl demek dahâ doğru olur. Hakîkî ilm, insana aczini, kusûrunu ve Rabbinin büyüklüğünü, üstünlüğünü bildirir. Hâlıkına karşı korkusunu ve mahlûklara karşı tevâdu'unu artdırır. Kul haklarına ehemmiyyet verir. Böyle ilmi öğretmek ve öğrenmek farzdır. Buna (İlm-i nâfi') denir. İhlâs ile ibâdet etmeğe sebeb olur. Kibre sebeb olan ilmin ilâcı iki şeyi bilmekle olur. Birincisi, ilmin kıymetli, şerefli olması, sâlih niyyete bağlıdır. Cehâletden ve nefsinin hevâsından kurtulmak için öğrenmek lâzımdır. İmâm olmak, müftî olmak, din adamı tanınmak için öğrenmemek lâzımdır. İkincisi, ilmi ile amel etmek ve başkalarına öğretmek ve bunları ihlâs ile yapmak lâzımdır. Amel ve ihlâs ile olmayan ilm zararlıdır. Hadîs-i şerîfde,(Allah için olmayan ilmin sâhibi Cehennemde ateşler üzerine oturtulacakdır) buyuruldu. Mâl, mevkı' ve şöhret için ilm sâhibi olmak böyledir. Dünyâlık ele geçirmek için ilm öğrenmek, ya'nî dîni dünyâya vesîle etmek, altın kaşıkla necâset yimeğe benzer. Dîni dünyâ kazancına âlet edenler, din hırsızlarıdır. Hadîs-i şerîfde, (Din bilgilerini dünyâlık ele geçirmek için edinenler, Cennetin kokusunu duymayacaklardır) buyuruldu. Fen bilgilerini dünyâ menfe'ati için öğrenmek câizdir. Hattâ lâzımdır.

- devamı var -

İslâm Ahlâkı

15 Ağustos 2013 Perşembe

Söz Kurabiyeleri

Herkese yeniden merhaba!..

Yine bu hafta Elma Şekeri'nde dopdolu geçti.
Çok yorulduk ama, bir o kadar da keyif aldık.

8 Ağustos 2013 Perşembe

Ramazan Bayramı Tebriği

Mübarek Ramazan-ı Şerif bayramınızı tebrik eder, bu vesileyle Huzur Pınarı sitesinden aldığımız yazıyı aşağıda arz ederiz efendim...



Resûlullah efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", Medînelilerin câhiliyye âdetlerinden kalma bayramları kutladıklarını görünce; (Allahü teâlâ size onlardan daha hayırlı iki bayram ihsân buyurdu) buyurarak, sevinç ve neş'e günlerini göstermiştir. (Ebu Davud).

Bayramlar niçin sevinç günleridir?

İmâm-ı Gazâlî hazretleri, bunu şöyle açıklamaktadır:
1- Mü'minler, Ramazan Bayramında, Allahü teâlânın farz kıldığı Ramazan orucunu tutabildikleri için çok sevinirler, bunu bayram kabûl ederler.
2- Bayramlar her sene tekrar geliyor. Bu sevinçli gün tekrarlandığı için bayram denilmiştir.
3- Bayramda Allahü tealanın ihsânı bol oluyor. Bol bol ihsâna kavuşulduğu için bayram denilmiştir.
4- Bayram günü gelince sevinç ve neşe de geliyor. Üzüntüler unutuluyor. Bunun için bayram denilmiştir.
Bayramlar aynı zamanda az zahmetle bol kazanç günleridir.
Ebû Hüreyre hazretlerinin bildirdiği bir hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz, "Kim, Bayram günü, üçyüz defa "Sübhânallahi ve bihamdihi" der ve bunu müslümanların mevtâlarına hediye ederse, her kabre bin nûr girer. O kişi öldüğü zaman Allahü teâlâ o kişinin bin nûrunu da kabrine getirir" buyurdu.
Başka bir hadîs-i şerîfte de Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Bayramlarınızı Tekbîr ile zinetlendiriniz, süsleyiniz."
Peygamber efendimiz yine buyurdu ki: "Kim, bayram gecesini, o günün şuuruna ererek ihyâ ederse, kalblerin öldüğü gün onun kalbi ölmez."
Allahü teâlâ, cenneti ramazan bayramı günü yarattı. Tûbâ ağacı o gün dikildi.
Bayram günü sabah vakti olduğu zaman, Allahü teâlâ meleklere emreder. Onlar yeryüzüne inerler. Sokak başlarını tutarlar. İnsanlar ve cinlerden başka bütün mahlûkatın duyacağı bir sesle nidâ ederler. Derler ki; Ey ümmet-i Muhammed, kalkın! Cenab-ı Hak, büyük ihsânlarda bulunuyor, çok günâhları affediyor. Mü'minler bayram namazı kılmak üzere câmilere ve mescidlere toplandıkları zaman Allahü teâlâ meleklere hitap eder;
- İşçi çalışınca karşılığı nedir?
Melekler derler:
- Ücretinin ödenmesidir!
Şânı yüce olan Allahü teala buyurur:
- Sizi şahit tutuyorum. Ben onlara sevâb olarak rızâmı ve mağfiretimi verdim.
Tasavvuf büyükleri de, bir Müslümanın Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasaklarından sakınarak, günâh işlemeden, harâm lokma yemeden geçirdiği günleri de bayram kabûl etmişlerdir.
Hazret-i Ali bir kalabalığı eğlence içinde görüp, böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sorduğunda onlar, "Bugün bayramımızdır" dediler. Bunun üzerine hazret-i Ali de; "Günâh işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır" buyurdu.
Yine müslüman rûhunu teslim (vefât) edeceği zaman rahmet meleklerini, cennetteki ni'metleri görünce, onları görmenin zevkiyle can verme vakti de müslümanın bayramı olduğu bildirilmiştir.

4 Ağustos 2013 Pazar

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Kadir Gecesi Tebriği

Tüm takipçilerimizin mübarek Kadir Gecesi'ni tebrik eder, kıymetli dualarını istirham ederiz...


Hikmetler...

KADİR GECESİNE RASTLAMIŞ OLAN BİR GECEYİ İHYA ETMEK...

Peygamber efendimiz "aleyhisselam", daha önceki ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye düşününce, Allahü teâlâ, (Kadir gecesi senin ve ümmetinindir) buyurup Habibinin kalbini ferahlandırdı. Hem de Kadir gecesi her Ramazanda gelir.

Peygamber efendimize kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu bildirilince, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu, uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri işleyemezler diye düşününce. Allahü teâlâ, Ona bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ihsân etti.(İ. Mâlik)

Resulullah efendimiz, (Beni İsrâil peygamberlerinden 80 yıl Allahü teâlâya ibadet eden oldu) buyurunca, Eshâb-ı kirâm hayret ettiler. Bunun üzerine Cebrâil aleyhisselam gelip; (Ya Resulullah, senin ümmetin bu peygamberlerin, 80 yıllık ibadetine şaşarlar. Allah sana ondan iyisini gönderdi) diyerek, (Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır) mealindeki âyeti okudu.(Tefsiri mugni) 

Kadir gecesi hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: 

(Kadir gecesinde, bir kere Kadir suresini okumak, başka zamanda Kur'an-ı kerimi hatim etmekten daha sevaptır. Kadir gecesinde bir tesbih (Sübhanallah),bir tahmid (Elhamdülillah), bir tehlil (Allahü ekber) söylemek yedi yüz bin tesbih, tahmid ve tehlilden kıymetlidir. Bu gece koyun sağımı müddeti kadar [az bir zaman] namaz kılmak, ibadet etmek, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibadetle geçirmekten daha kıymetlidir.) [Tefsiri Mugni]

(Kadir gecesinde Kadir suresini okuyan, Kur'an-ı kerimin dörtte birini okuma sevabına kavuşur.)

(Sevabını Allah'tan umarak, Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolur.) [Buhari]

Ramazanı şerifin her gecesi Kadir suresini okuyan Kadir gecesinde okumuş olur. Kadir gecesinin günü de, gecesi gibi fazilette aynıdır. Resulullah, Kadir gecesinde, (Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa'fü annî) duasını okurdu. (Ya Rabbi, sen affedicisin, kerîmsin, affı seversin, beni de affeyle) demektir.

Hazret-i Ömer "radıyallahü anh" buyurdu ki: (Allahü teâlâ altı şeyi altı şeyde gizledi. Rızasını taatte, gazabını günahlarda, İsm-i a'zamı Kur'an-ı kerimde, Evliyayı insanlar arasında, ölümü, ömür içinde, Kadir gecesini Ramazan-ı şerif içinde gizledi ve orta namazı beş vakit içinde gizledi.)

Mübarek vakitlerde, günâhlardan titizlikle uzak durmalı, tâatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zirâ Allahü teâlâ tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur.(Mev'ize-i hasene)

İmam-ı a'zam hazretleri, Kadir gecesinin, Ramazanın 27. gecesine çok isabet ettiğini bildirmiştir. (Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihya eden, kadir gecesini ihya etmiş gibi sevap kazanır) hadis-i şerifini düşünerek sık sık vâki olan 27. gece ihya edilirse, o gece Kadir gecesi olmasa bile, büyük sevaba kavuşulur.

Ramazanın her gecesini Kadir gecesi bilerek hareket edilirse Kadir gecesine rastlanmış olur. Her gün en az şunlar yapılmalı:

1- Yatsı namazında Zammı sure olarak Kadir suresini okumalı.
2- Kadir gecesi okunacak duayı okumalı.
3- Bir iki sayfa Kur'an-ı kerim okumalı.
4- İlmihalden bir iki sayfa okumalı.
5- Az da olsa sadaka vermeli, kaza namazları kılmalıdır.
6- Gece seher vakti, iki rekat namaz kılıp, Silsile-i aliyyeyi okuyarak, o âlimlerin hürmetine dua etmelidir.
[Silsile-i aliyye, Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye'de ve Faideli Bilgiler kitabında yazılıdır.]
7- Gündüzü de gecesi gibi kıymetli olduğu için gündüzleri de değerlendirmelidir.

Huzur Pınarı'ndan...

2 Ağustos 2013 Cuma

Yeni Bir "Gelin Hanım" :)

Yeniden merhaba...

Bu hafta Elma Şekeri'nde, sevgili Havva hanımın çok özel siparişi örüldü :)
Her zamanki gibi, özene bezene, itinayla ve büyük bir keyifle ördüm.
Umarım sahibi de beğenir :)


Cici gelin buketimiz... :)

Güzel günlerde kullanılması dileğiyle...


Soru ve önerileriniz için,
elma.sekeri.blog@hotmail.com
adresine e-posta gönderebilir, özel sipariş verebilirsiniz.
Sevgiler...

28 Temmuz 2013 Pazar

Tevekkül Nedir?

Hikmetler...
TEVEKKÜL NEDİR?
Tevekkül; sebeplere yapışmayıp, tembel tembel oturmak değildir. Çünkü, böyle olmak Allahü teâlâya karşı edepsizlik olur. Müslümanın meşrû olan bir sebebe yapışması lâzımdır. Sebebe yapıştıktan ve çalışmaya başladıktan sonra tevekkül edilir. Ya'ni istenilen şey, bunun hâsıl olmasına sebep olan şeyden beklenilmez. Allahü teâlâdan beklenir. Çünkü Allahü teâlâ sebebi, istenilen şeye kavuşmak için bir kapı gibi yaratmıştır. Bir şeyin meydana gelmesine sebep olan işi yapmayıp da, sebepsiz olarak gelmesini istemek edepsizlik olur.
Tevekkül, dinin bildirdiği bütün sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi sebeplerden değil, sebepleri yaratandan beklemektir.
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan üzücü hâdiseleri, ezelde takdir edilmiş bilip, üzülmemek, Allahü teâlâdan geldiğini düşünüp, severek karşılamaktır.

Yazının tamamı için tıklayın

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Amigurumi Klasik Araba

Herkese yeniden merhabalar...

Hep kız çocuklarına mı oyuncak yapacağız, biraz da erkek çocuklar için yapalım dedik :)
Nice zamandır bu oyuncak araba ile uğraşıyordum...
Klasik model bu sevimli örgü oyuncak arabamızda, tüm detayları bulabilirsiniz...
Uzunluğu 22 cm, yüksekliği ise 16 cm.
Umarım sizler de beğenirsiniz...


24 Temmuz 2013 Çarşamba

Minik Kedicik

İşte bu da benim, şirin ufak kediciğim...:)
Pıtırcık yeğenim Melisam'a hediye ettim, çok sevindi :)
Umarım sizler de beğenirsiniz...


23 Temmuz 2013 Salı

Amigurumi Sarışın Bebek

Daha önce ördüğüm Siyah Saçlı Bebeğimi, sipariş üzerine renklerini değiştirerek tekrardan ördüm...
Bu bebeği örmesi çok keyifli gerçekten. Kendime de bir tane örebilirim hatta :)


Siparişleriniz için:
elma.sekeri.blog@hotmail.com

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Kurabiyelere Devam...:)

Her ne kadar, yeni kurabiyelerimi henüz yapamamış olsam da, burada paylaşmadığım, fakat önceden yapmış olduğum bazı kurabiye modellerimi yayınlamak istedim...
Yine diğerlerinde olduğu gibi, tasarımlar tamamıyla bana aittir.  
Şeker hamurunu hazır olarak almak yerine, kendim yapmayı tercih ettim. Böyle çok daha güvenilir oluyor. :)
E artık fotoğraflara geçelim değil mi... :)


Oruç ve Sağlığımız

Her yıl Ramazan ayında, oruç tutmak sağlığa zararlı mı, değil mi tartışması yapılıyor.
Güzel dinimizin emirlerine saldırmak isteyenler, ilmi değil, indî sözleriyle cahilleri aldatmaya çalışıyor.
Buyurun öğrenelim, orucun vücudumuza tıbbi yönden etkileri nelermiş...

HASTALIKLARIN BAŞI
Allahü teâlâ, insanı ve bütün varlıkları âciz, muhtaç olarak yaratmıştır. Bedenin çeşitli şeylere ihtiyâcı vardır. Hastalandığı zaman, tedâvi olmaya muhtaçtır. Hastalıkların çeşitli sebepleri mevcuttur. Bunların ekserîsi ise, çok yemekten ileri gelmektedir. Az yiyenin vücûdu sıhhatli olur.
Orucun insan sağlığına tesiri, sayılamayacak kadar çoktur. Bunların içinden en önemlileri olarak karaciğer ve damarlar üzerindeki etkileri olarak bildirilmiştir.
Karaciğer, vücûdun, muazzam kompüterlerle çalışan kimya laboratuvarı gibidir. Karaciğer, bir taraftan sindirim için çok büyük mesele olan yağları sindirir, eritir; diğer taraftan da besinleri depo eder, ihtiyaca göre onları çözer. Ayrıca karaciğer, vücûda giren mikroplara karşı, faydalı zehirler üretir. Kemik iliğinde kan yapan hücreler için, temel maddeler hazırlar...
ORUÇ VE SAĞLIĞIMIZ
Vitamin ve hormonlar ile kandaki iyot dengesinin bütün faaliyetinden karaciğer sorumludur. Bunun için karaciğer hücreleri, yirmi dört saat durmadan çalışmak mecburiyetindedir. Çok yemek ve içmek, karaciğer hücreleri için çok zararlıdır. Aşırı derecede çalışan karaciğer hücreleri, Ramazan-ı şerîfte, oruç tutmak suretiyle dinlenmektedir. Böylece karaciğer, bir sene müddetle daha kuvvetli çalışma imkânı bulmaktadır.
Bugün yapılan tıbbî araştırmalarda, gençliğinden itibâren oruç tutan kimselerin karaciğer bozukluğu ile ilgili rahatsızlık çekmediği tespit edilmiştir. Orucun, karaciğer üzerindeki bu etkisinin yanı sıra damarlar üzerindeki etkisi de insanı hayretler içinde bırakmaktadır. Damarların en büyük düşmanı, kandaki aşırı besin maddeleri ve bilhassa bu maddelerin yakılamayan artıklarıdır. Bu artıklar, ihtiyarlığın, yıpranmanın sebebi olarak gösterilmektedir.


19 Temmuz 2013 Cuma

Tığ İşi Örgü Çanta

Hep bebek mi öreceğiz? Arada böyle çanta, patik vs. gibi şeyler de örmek gerek, öyle değil mi? :)
Pek cici, pek renkli bu çanta benim çok hoşuma gitti. Hani çocuk olsam bırakmazdım elimden...:)
Eskiden bayramda kapı kapı dolaşır şeker toplar, topladığımız şekerleri de böyle çantalarımıza doldururduk.
Bilmiyorum, şimdi şeker toplayan çocuk kaldı mı?.. Hâlâ kaldıysa, bayram gelmeden, bu cici çantadan siz de sipariş vererek çocuklarınızı sevindirebilirsiniz...:)



Dilerseniz cüzdan olarak da örülebilir.












İletişim:

18 Temmuz 2013 Perşembe

Boncuk Anahtarlıklar

Nihayet anahtarlıklarımı tamamlayıp fotoğraflayabildim! :)
Buyrunuz renk renk anahtarlıklarım, boncuklarım...:)



16 Temmuz 2013 Salı

Osmanlılarda Ramazan İnceliği...

Ecdadımızın, insanlığa örnek olma hususunda ne kadar zirvede olduklarını biliyor ve inanıyoruz.
Fakat böyle menkıbeleri okuyunca, muhabbetimiz bir kat daha artıyor.
Nasıl artmasın ki... Siz de bu menkıbeleri okuduğunuzda bana hak vereceksiniz.
İşte Osmanlı inceliği, nezaketi, zarafeti...

ZİMEM DEFTERİ

Osmanlılar zamanında Ramazan günlerinde tebdil-i kıyâfet ile, pek çok zengin, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bakkal, manav dükkânlarına gider, onlardan Zimem Defteri'ni (veresiye defteri) çıkarmalarını isterlerdi. Baştan, sondan ve ortadan rast gele sahifelerin toplamını yaptırıp, miktarını ödedikten sonra; "Bu borçları silin! Allah kabul etsin!" der, kendilerini tanıtmadan çeker giderlerdi. Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren, borçtan kimi kurtardığını bilmezdi...
Gizli verilen nâfile sadakanın, açıktan verilen nâfile sadakadan yetmiş kat dahâ sevâp olduğunu bilen zevât, yardımlarını mümkün olduğunca gizliden yapmaya gayret ederdi. Ecdadımız sağ ile verdiğini, sol elinden bile gizler, yaptıkları iyilikleri unutur giderlerdi.
Daha fazlası için; www.huzurpinari.com
DİŞ KİRASI
Eski Ramazan-ı şerif iftarlarının bize mahsus güzel âdetlerinden biri "diş kirası"dır. Misafirler, hâne sahibine veda ederken, bir miktar para veya değerli bir hediyelik eşya verilerek uğurlanırlardı. "Diş kirası" denilen bu hediyenin zarif gerekçesi, davetlilerin o gece zahmet edip gelerek, hâne sahibinin sevap kazanmasına vesile olmasıdır. Tabiî işin aslı, bu vesile ile muhtaçlara yardımda bulunmak, onları sevindirmektir. Bu sadece müslüman Türklere ait bir âdettir...
Fatih Sultan Mehmet dönemi sadrazamlarından Mahmut Paşa, tarihimizin ünlü cömert ve hayırseverleri arasındadır. Her vesileyle yoksullara yardım etmekten zevk alan Mahmut Paşa, Ramazan ayı geldiğinde kesenin ağzını büsbütün açardı. Hele, konağında verdiği iftar ziyafetleri dillere destandı. Buradaki ziyafetin, başka zengin evlerinde rastlanmayan bir özelliği olduğu için...
Onun sofrasında oruç açanlar, diş kirasına ilâveten her akşam, mutlaka ikram edilen nohutlu pilavın gelmesini dört gözle beklerlerdi. Dişlerine takılma ihtimali olan sert bir sahte nohut yakalama ümidiyle... Çünkü Paşa, kazanlarda pilav pişirilirken, içine nohut biçimi verilmiş altınlar da attırırdı.
İşte bu olay, hâlâ hemen herkesin bildiği ve kullandığı bir atasözümüzün doğmasına sebep olmuştur: "Kısmetinde olan, kaşığında çıkar." 
Daha fazlası için; www.huzurpinari.com

Amigurumi Sevimli Kapluş

Bu da bugünün son oyuncağı olsun...:)
Bu küçük kaplumbağayı, siparişlerim arasına sıkıştırıp bir çırpıda örüverdim. Birazcık da süsledim:)
Şuan elimde hazır olan tek oyuncağım bu. Boyu 13 cm, eni 9 cm.
İsteğiniz üzerine farklı renklerde de örülebilir.



Tokamız da çok cici...:)


Sipariş, soru ve önerileriniz için;
adresinden irtibata geçebilirsiniz...

Amigurumi Lola Bebek

Yine bir sipariş üzerine ördüğüm Amigurumi Lola bebek...
Elbisesini her zamanki gibi annem ördü...:)
Sahibesi küçük Nefise'nin güle güle oynaması dileklerimle...




Tıpkı diğer bebeklerimde olduğu gibi, bu bebek de, tüylenmeyen merserize ip ile örülmüştür.
Dolgu maddesi olarak, formu bozulmayan boncuk elyaf kullanılmıştır.
Amigurumi kilitli gözler kullanıldığından, çocuklar için hiçbir tehlike arz etmez.
Tamamen organik olan bu oyuncaklardan siz de sipariş vermek istiyorsanız;
adresinden bana ulaşabilirsiniz.
Sevgiler...

Amigurumi Keloş Oğlan :)

Sevgili Zeynep ablacığımın tontiş oğluşu için ördüm bu bebeği...:)
İnsanları sevindirmek güzel, çocukları sevindirmek ise çok çok güzel...
Zeynep ablamın paketi dün yola çıktı. Bakalım bebeği ellerine aldıklarında tepkileri nasıl olacak? :)
Umarım hayal ettiğimden daha fazla mutlu olurlar...:)
İyi günlerde kullanmaları dileğiyle...


Amigurumi Gelin-Damat

El örgüsü sevimli gelin-damat bebeklerimiz...:)
Çok uğraştırdı ama, gerçekten değdi...
Sözü fazla uzatmadan, fotoğraflara geçelim...:)




Evlenecek çiftlere hediye edebileceğiniz gibi, düğün arabalarını süslemek için de kullanabilirsiniz.
Sipariş üzerine farklı boy ve şekillerde, kişiye özel olarak örülebilir.
Siz de bu sevgi pıtırcıklarına sahip olmak istiyorsanız;
adresinden bana ulaşabilirsiniz...

Kıvırcık Saçlı Bebek

Herkese yeniden merhabalar!
Ne zamandır yazamıyordum.. Eee üretime de vakit ayırmak gerek, değil mi? :)
Şu birkaç gündür siparişleri yetiştireceğim diye hayli yoruldum.
Nihayet fırsatını buldum ve geldim! :)
Bir sürü bir sürü bebek ördüm, hepsini şimdi tek tek ekleyeceğim inşallah...

Evvela, çok severek ördüğüm bu şirin kıvırcık saçlı bebekle başlamak istedim.
Aslında bu kıvırcık güzeli öreli çok zaman oldu. Fakat fotoğrafları ancak hazırlayabildim.
Hem ben çok beğendim, hem de gören herkes... Saçları da ayrı bir güzellik zaten...
(itiraf edeyim, elbisesini anneme ördürdüm:) henüz şiş örgüsü konusunda maharet kazanabilmiş değilim de...:))




Siparişiniz üzerine değişik renklerde örebilirim.
Fiyat ve ürün hakkında detaylı bilgi için;
adresinden ulaşabilirsiniz...
Sevgiler...

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun

Yarın mübarek Ramazan-ı şerif ayı başlıyor. Bu gece, Ramazan ayının ilk gecesi...
Bu vesileyle yine www.huzurpinari.com'dan alarak, aşağıdaki yazıyı ekliyorum. Okuyup istifade edebilmemiz duasıyla...
Ramazan ayınızı tebrik eder, dualarınızı beklerim...:)

Kur'an-ı kerim, Ramazan ayında indirildi


Mübârek Ramazan ayında, bütün iyilikler, bütün bereketler bulunur. Her iyilik, her bereket, Allahü teâlânın zâtından gelmektedir "teâlâ ve tekaddes" ve Onun şü'ûnlarından hâsıl olmaktadır. Her kusur, her kötülük de, mahlûkların zâtlarından ve sıfatlarından hâsıl olmaktadır. Nisâ sûresinin yetmişsekizinci âyetinde meâlen, (Sana gelen her güzel şey, Allahü teâlâdan gelmektedir. Sana gelen her kötülük de, kendindendir) buyuruldu. Bunun için, bu aydaki iyiliklerin, bereketlerin hepsi, Allahü teâlânın zâtındaki üstünlüklerden gelmektedir. Bu üstünlüklerin hepsi de, kelâm şânında bulunmaktadır. Kur'an-ı kerim, bu kelâm şânının hakîkatinin hepsinden hâsıl olmuştur. Bundan dolayı, bu mübârek ayın, Kur'an-ı kerim ile tâm bağlılığı vardır. Çünkü, Kur'an-ı kerimde bütün üstünlükler bulunmaktadır. Bu ayda da, o üstünlüklerden hâsıl olan bütün iyilikler bulunmaktadır. Bu bağlılıktan dolayı, Kur'an-ı kerim bu ayda nâzil oldu. Bekara sûresinin yüzseksenbeşinci âyetinde meâlen,(Kur'an-ı kerim, Ramazan ayında indirildi) buyuruldu. Kadr gecesi bu aydadır. Bu ayın özüdür. Kadr gecesi, çekirdeğin içi gibidir. Ramazan ayı da, kabuğu gibidir. Bunun için, bir kimse, bu ayı saygılı, iyi geçirerek bu ayın iyiliklerine, bereketlerine kavuşursa, bu senesi iyi geçerek, hayrlı ve bereketli olur. Allahü teâlâ, hepimizi bu mübârek ayın iyiliklerine, bereketlerine kavuştursun. Herbirimize bundan büyük pay versin!
Resûlullah "aleyhissalâtü vesselâmü vettehıyye" buyurdu ki, (Oruclu olan kimse, hurma ile iftâr etsin! Çünkü hurma bereketlidir). O Server "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem", hurma ile iftâr ederdi. Hurmanın bereketli olması şöyledir ki, onun ağacına (Nahle) denir. Bu ağacın yaradılışında, topluluk ve adalet vardır. İnsanın yaradılışı da böyledir. Bunun içindir ki, Peygamberimiz "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" Nahle ağacına, Âdem oğullarının halasıdır dedi. (Halanız olan nahleye saygı gösteriniz! Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselâmın çamurundan kalan artıktan yaratılmıştır)buyurdu. Görülüyor ki, Nahle, Âdem aleyhisselâmın çamurundan yaratılmıştır. Nahleye bereket buyurması, bunda herşeyin bulunduğu için olsa gerektir. Bunun için, nahlenin meyvesi olan hurma yinince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece hurmada bulunan herşey, insana da aktarılmış olur. Hurmada bulunan sonsuz üstünlükler, bunu yiyende de bulunur. Hurmayı yiyen herkes böyle olur ise de, oruclu kimse, iftâr zamanında, şehvetlerden ve dünyanın geçici zevklerinden temiz olduğu için, hurmadan pekçok istifâde eder. Anlattığımız faideleri daha tâm ve daha olgun olur. O Server "aleyhi minessalevâti efdalühâ ve minettehıyyâti ekmelühâ", (Müminin sahûrunun hurma ile olması ne güzeldir) buyurdu. Bu da belki, hurma insanın dokularına karışınca, insanın hakîkatini tamamladığı içindir. Oruclu iken, böyle şey olmadığı için, bunun karşılığı olarak sahûrda hurma yimenin güzel olduğunu bildirmiştir. Hurma yimek, çeşidli yemekleri yemek gibi faydalı olmaktadır. Hurmanın bu bereketi, kendisinde herşey bulunduğu için, iftâr zamanına kadar insanda kalır. Hurmanın bu faydası, ancak islâmiyete uygun olarak yinildiği, islâmiyetten kıl ucu kadar ayrılık bulunmadığı zamandır. Tâm faydasına kavuşmak için, bir ağacın bir meyvesi olarak değil, bildirdiğimiz topluluğunu, bereketini düşünerek yemek lâzımdır. Yalnız bir meyve olarak yenirse, yalnız madde, kalori faydası elde edilir. İşin iç yüzü bilinerek yenirse, bereketine kavuşulup, bâtını da besler. Bereketine kavuşmadan yemek kusur olur. Fârisî beyt tercemesi:
Çalış, lokmayı kıymetlendir önce!
Ondan sonra, hiç korkma ye, doyunca!
İftârı erken, sahûru geç yapmakta da, bu incelik vardır. Vesselâm.
Harâmdan sakın, farzı yapmağa bak!
Farzı yapmazsan, olur hâlin harâb!

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Mavi Boncuk Küpe

İşte bunlar da maviş küpelerim...
Bu işleme tekniğine "peyote" deniyor.
Zamanında bu tekniği öğrenebilmek için az araştırma yapmamıştım hani...:)
Nihayet peyote tekniği ile örülmüş bir küpenin fotoğrafını inceleyerek çözmüştüm işi...:)
Bu küpeler, bu teknik ile yapmış olduğum ilk çalışmalarımdan biri.
Aynı teknikle pek çok anahtarlıklar da yaptım. Ama henüz fotoğraflayamadım.
En kısa sürede onları da burada yayınlamak dileğiyle...



5 Temmuz 2013 Cuma

Ramazan-ı Şerif

Ben bu mübarek Ramazan-ı şerif ayını çook seviyorum...:) Bambaşka bir huzur duyuyor insan. Tarifi asla mümkün değil...
Keşke bütün sene Ramazan olsa diyorum bazen...:)
Bakın bakalım mübarek Ramazan ayının üstünlükleri nelermiş. 
Yine www.huzurpinari.com'dan alarak ekliyorum efendim...:)

Mubârek Ramazan ayı çok şereflidir

Mubârek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nâfile namaz, zikir, sadaka ve bütün nâfile ibâdetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir orucluya iftâr verenin günahları affolur. Cehennemden âzâd olur. O oruclunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruclunun sevabı hiç azalmaz. Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafîfleten, onların ibâdet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur. Cehennemden âzâd olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", esîrleri âzâd eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işliyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer. [Bu ayı fırsat bilmelidir.] Elden geldiği kadar ibâdet etmelidir. Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, âhıreti kazanmak için fırsat bilmelidir. Kur'an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadr gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftârı erken yapmak, sahûru geç yapmak sünnettir. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi. İftârda acele etmek ve sahûru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısı ile herşeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbâdet etmek de zaten bu demektir. Hurma ile iftâr etmek sünnettir. İftâr edince,(Zehebez-zama' vebtellet-il urûk ve sebet-el-ecr inşâallahü teâlâ) duâsını okumak, terâvîh kılmak ve hatm okumak mühim sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce müslüman affolur, âzâd olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübârek ayda Onun şânına yakışacak, kulluk yapmağı ve Rabbimizin râzı olduğu, beğendiği yolda bulunmağı, hepimize nasip eylesin! Âmîn.
[Oruç tutmak güç olan yerlerde, oruç tutanlara ve din düşmanlarının yalanlarına aldanmayıp, oruclarını bozmıyanlara, daha çok sevap verilir. Ramazan-ı şerif ayı, islâm dîninin nâmusudur. Âşikâre oruç yiyen, bu aya hurmet etmemiş olur. Bu aya hürmet etmiyen, islâmiyetin nâmus perdesini yırtmış olur. Namaz kılmıyanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması lâzımdır. Bunların orucu kabûl olur ve îmanları olduğu anlaşılır.]



Şeker Hamurlu İlk Pasta Deneyimim ve Kurabiyeler...! :)

Niye böyleyim bilmiyorum, her türlü el sanatına el atmak istiyorum...:))
Yine böyle bir ruh hali içindeyken, geçen sene, doğum günüm için butik pasta yapma hevesiyle bu işe de el attım...:)
İnternetten çeşitli videoları izleyerek, "ben bu işi yaparım abi!" deyip kolları sıvadım...:)
Ve ilk şeker hamurlu pasta deneyimim, pembe kurdeleli bu cici pasta oldu... Şeker hamurumu da kendim yaptım bu arada...:)


Biraz acemi işi oldu ama olsun...:)

Tabii bu beni kesmedi, ardından, "bunu yaptıysam neden kurabiye yapmayayım ki?" dedim veeeee......

Çiçek Desenli Bileklik

Bir zamanlar boncuklarla uğraşmak, en keyifli meşgalemdi.
Nasıl hoşuma giderdi ipe boncuk dizmek...
Çeşitli bileklik modellerimden elimde yalnızca, birkaç sene evvel yaptığım bu bileklik kalmış.

İlerleyen zamanlarda yenilerini yapıp paylaşmak dileklerimle...:)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...